Bugüne kadar cesur ve mertçe yazdığı yazılarla gündeme gelmiş, 500’den fazla hakkında dava açılmış ve de defalarca silahlı ve fiziki saldırıya uğramış bir insandan, bir gazeteciden bahsediyoruz.
Bu olay basit bir olay değil.
Bu olay ve katliamın unutulmaması gerekiyor.
Bakın bu elektrik zammından çok daha önemli bir haber, bu doğalgaz zammından çok daha önemli bir haber, bu mazot, benzin zammından çok daha önemli bir haber, hayat pahalılığından çok daha önemli bir haber, bu Sezen Aksu ya da Tarkan’ın şarkısından çok daha çok daha önemli bir haber, konuşulması gereken, aydınlatılması gereken bir haber, bu haberin üstü örtülmemesi gerekir. Bu haberin konuşulması gerekiyor.
Hele hele benim bu meslekte ilerlememde, bu mesleğe başlamamda emeği geçen baş aktör olan Güngör Arslan’ın bu hain saldırı karşısında susmam mümkün değil.
İnanın ölmesine üzüldüm fakat bu kadar çok üzüleceğimi ben bile tahmin edemezdim.
Emin olun başta eşi Suna Hanım, kızı Nazlıcan ama tabi burası çok özel, engelli oğlu Özgün için çok daha fazla üzüldüm.
Cenazenin başından sonuna kadar, mezarlıktaki duaların bitimine kadar oradaydım.
Birincisi Güngör Arslan gibi cesur ve mert bir gazetecinin bu ölümü hak etmediğini düşünüyorum.
İkincisi ise; her ne kadar Güngör Arslan’a kafayı takanlar, haksız oldukları halde onu öldürenler o değerli ailesini düşünmeyip onları BABASIZ bıraktıkları için bu olayı sadece cenaze vazifemi yaptım diye de sonlandırmak istemiyorum.
Kocaeli emniyeti bu işi çok değil, bir kaç güne çözecek.
Ama ben de eski hocama vefamı gösterme adına bu olayda kim azmettirici ise bulunması için elimden geleni yapacağım.
Çünkü 189 gün birlikte cezaevinde (haksız yere de yatsak) sonuçta kader arkadaşım olan eski hocam Güngör Arslan’a karşı vefamı göstermemin bir borç olduğunu düşünmekteyim.
Dünden beri emin olun 500’e yakın kişi telefonla aradı.
Hayatımda hiç bu kadar telefonumun çaldığını hatırlamıyorum.
Kimisi meraktan, kimisi ise Arslan’a olan sevgisinden sordu; Öldüren belli ama arkasında kim var diye?
İşte ben de iki gündür araştırmalarım neticesinde tahminlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
*****
Öncelikle Güngör Arslan’ı öldüren Ramazan Özkan isimli şansın kim olduğunu bilmediğimi söylemek isterim.
Ne yüzünü tanıyorum ne de ismini daha önce duymuş değilim.
21 yaşında Diyarbakırlı ve Derince Fatih Mahallesi’nde oturan biri olduğunu öğrendim.
Bir defa Ramazan Özkan denilen şahıs bir tetikçi.
Cahil ama birilerinin gazıyla Güngör Arslan’ı vuran bir tetikçi.
Kardeşi Uğur Özkan açıklama yaptı; “Bir avukat vasıtasıyla abime birileri geldi ve Güngör Arslan’ı öldüreceksin, sen ve ailen mağdur olmayacak’ dendi.
Şimdi ben de sizlerle tahminlerimi paylaşmak istiyorum.
Kumar, gayri meşru, hukuk, inşaat ve siyaset…
Güngör Arslan’ı öldürten kişi bu 5 camiadan birinde görev almakta.
Son 6 ayda bir sürü usulsüz işler çıkardı ortaya Güngör Arslan.
Ancak saydığım 5 camiadan bana göre iki olasılık var.
Birincisi hukuk camiası, ikincisi ise inşaat sektörü.
Benim tahminim kuvvetli olasılıkla hukuk camiasından biri yönünde.
Çünkü hukukta görev alan tanınmış birisinin yakın çevresinden birkaç kişinin arandığını veya gözaltına alındığını öğrendim.
Şu an için ihtimaller bu yönde.
Ama net bir bilgi değil.
Fakat bu işin sonu ne olursa olsun bu işin sonunu bırakmayacağımı söylemek isterim.
O Özgün’ün mezarlıkta gülen yüzle babasının defnedildiğini bile anlamadığını görmek, bu işin peşini bırakmayacağımın, bu işleri yapanlar tarafından bilinmesini isterim.